0–7 döneminde çocuğun çevresini şekillendirmek için biz yetişkinlere neler yardımcı olabilir? Bu dönemde çocuğun temel duyularını nasıl besleyebiliriz? Aşağıdaki notlar, Erika Henning’in Mart 2025’teki ziyareti sırasında paylaştığı bilgilerden derlenmiştir.
Çocuğun çevresi ne demek?
0-7 yaş döneminde çocuğun çevresinden bahsettiğimizde bu sadece fiziksel çevre anlamına gelmez. Çevre, çocuğa örnek olan kişilerin varlığıyla şekillenir. Bu kişiler öncelikle ebeveynlerdir. Ardından oyun grubu ve yuva grubu eğitmenleri de çevreye dahil olur.
Rol model
Peki ya örnek biri olmaya ne yardımcı olur. Bu sorunun cevabını çocuğun o dönemdeki ihtiyaçlarından yola çıkarak bulabiliriz.
Küçük çocuğun ihtiyacı olan şeyler:
- Ritim: Uyuma ve uyanma düzenliyse kişi kendini iyi hisseder. Gece ve gündüzün varlığı ritimlerle belirlenir. Sabah ne yapacağını bilmesi, çocuğun içinde güvenlik duygusu oluşturur.
- Ritüeller: Yemeğe geçmeden önce söylenen bir söz ya da bir şarkı bir ritüel olarak işlev görür.
- Kurallar: Hayat kurallarla şekillenir. Kendi bedenimizle sınırlı olmamız da bazı kurallar sayesinde olur.
Çocuğun örnek alacağı bir yetişkin olarak;
- Rollerimiz net mi? Hangimiz çocuk, hangimiz yetişkin?
- Çocuğa “Bunu böyle yapamazsın” demek günümüzde olumsuz algılanabiliyor. Ancak yetişkin, tecrübeleriyle çocuğun iyiliğini gözeterek sınır koyar.
- Net olmak önemlidir. Bugün evet, yarın hayır olmaz!
- Saygı duymayı çocuk okul çağında konuşarak öğrenebilir. Ancak 0–7 yaş arasında taklit ederek öğrenir: komşuya, bitkilere, hayvanlara, çevreye saygı göstererek…
Sağlıklı sınırlara örnekler:
- Şimdi uyku zamanı.
- Arabada kemer takmak zorunludur.
- Kışın ortasında mayo giymek isteyen çocuğa “Hayır” denir.
0–7 yaşta dayanıklılık / tepki
- Çocuk ahşap bir blok fırlattığında hiçbir tepki almazsa bunun doğru mu yanlış mı olduğunu nasıl anlar?
- Çocuk mutlaka karşılık bulmalıdır.
- Tepki bir bakış, bir söz ya da çocuğa yöneliş olabilir.
- Mesela, eliyle yemek yerse bir şey söylemeliyiz ki kaşık kullanmayı öğrenebilsin.
Alt duyular
Rudolf Steiner, insanın 12 duyusunu, alt duyular, orta duyular ve üst duyular olarak üç gruba ayırır.
0–7 yaş döneminde bedenin sağlıklı gelişiminde önemli bir yeri olan dört temel duyu, dokunma, denge, hareket ve yaşam duyularıdır. Bu dört duyu, alt duyular grubuna girer.
Dokunma duyusu
Sınırları deneyimlememizi, kimliğimizi bulmamızı, bireyselliğimizi ifade etmemizi ve sosyal beceriler kazanmamızı sağlar.
- Dokunduğumuzda hem kendimizi hem başkalarını algılarız.
- Çocuğun öz bakımının yapılması, bedeninde iyi hissetmesini sağlar.
- Kendimizi dokunma duyusuyla algılarız. Bu alt duyu, ileride ben duyusuna temel oluşturur.
- “Senin sayende kendimi buluyorum.”
- “Ben için ‘sen’e ihtiyaç var.”
- Kendimize ve başkalarına güven duymamızı sağlar.
- Sınırları tecrübe etmemize yardımcı olur:
- “Burada sen başlıyor, burada ben başlıyorum.”
- Çocuk, başkasına karşı mesafe koymayı öğrenir. Mesela, “Ben herkese aynı mesafede değilim.” diyebilir.
- Dokunma duyusu, tamamlanmışlık hissi için çok önemlidir.
Yaşam duyusu
Bedenimizde iyi hissetmemizi, ölçüyü bulmamızı ve kendimizi tanımamızı sağlar.
- Yaşam duyusu bize, kendimizi nasıl hissettiğimizi söyler.
- İçimizdeki bir barometre gibidir: İyiysek yüksek, hastaysak düşük hissederiz.
- Aç ya da yorgunsak dünya bize iyi gelmez.
- Ritim, yaşam duyusunu besler. Ne zaman yemek yiyeceğini bilmek bu duyu açısından önemlidir.
- İlk yıllarda bakım ebeveyn tarafından sağlanır. Sonrasında çocuk ihtiyaçlarını dile getirir: “Ben acıktım.”
- Yaşam duyusu bir anlamda da “keyfim yerinde” duyusudur.
Yemek
- Çocuk yiyor mu?
- Nasıl yiyor?
- Severek mi yiyor, seçerek mi?
Oyun
- Çocuk kendini oyuna aktarabiliyor mu?
- Bir şeyle oyuna bağ kurabiliyor mu?
- Sevdiği bir oyuncağı var mı?
Uyku
- Güzel uyuyor mu?
- Derin uyuyabiliyor mu?
- Kolayca uykuya geçebiliyor mu?
Yaşam duyusu için doğru çevre önemlidir:
- Ortamın düzeni
- Ritim
- Yeterli yemek, oyun ve uyku zamanı
Bu süreçlerin biliniyor olması çocuğa güven verir. Mesela, örtü serildiğinde yemek zamanının yaklaştığını bilir.
Ayrıca:
- Sanatın ve müziğin etkisi büyüktür.
- Ortamın güzelliği de önemlidir: yuvanın rengi, masadaki örtü ya da bir çiçek gibi ayrıntılar…
- Çocuk, festivallerle, haftalık, aylık ve yıllık ritimlerle de öğrenir.
- Almancada “duyu”, aynı zamanda “anlam” demektir. Yaşamı anlama, yaşamı anlamlı kılma.
- Bazı insanlar yaptıkları işin anlamını hissedemediklerinde gitgide depresifleşir.
- Bir yetişkinin yaşamında anlam bulması, çocuğa yansır.
- Anne ve baba arasında gerilim varsa çocuk “Dünya yolunda değil” hissine kapılır.
Sabahları ne sebeple kalkıyoruz? Sabahları yaşama duyduğumuz sevinçle kalkmalıyız. Umarız ki çocuklar da bu yaşam sevinciyle dolarlar.
Hareket duyusu
Becerikli olmamızı, empati geliştirmemizi ve sosyal etkileşimleri destekler.
- Çocuğun rahat ve özgürce hareket edebilmesi gerekir.
- Kaslar ve bağlar hareket duyusuna bağlıdır.
- Çocuk hareket ettikçe beceriklileşir.
- Yavaşlamayı, hızlanmayı ve tekrar sakinleşmeyi öğrenmesi gerekir.
- Bu dengeyi kurabilmesi, benliğini oluşturur.
- Hareketinin dozunu ayarlayamayan çocuklar ileride yüksek sesle konuşabilir.
- Hareket duyusu aynı zamanda özgürlük duygusunu da etkiler.
Hareket duyusunu geliştiren unsurlar:
- Parmak oyunları
- Kaba ve ince motor becerileri
Denge duyusu
Kendimizi yönetebilmemizi, ortamı kavrayabilmemizi ve özgüven geliştirmemizi sağlar.
- Denge duyusu hareket duyusuyla yakından ilişkilidir.
- Çocuk önce yatay düzlemde deneyim kazanır, zamanla doğrulur.
- İlk yön deneyimi yukarı–aşağıdır. Ardından sağ–sol ve en sonunda ön–arka gelir.
- 9 yaş itibariyle çocuk ön–arka farkındalığını kazanır.
- Mekânı tam anlamıyla kavrayabilmek gelişimin adımıdır.
- Denge duyusu, “Benim merkezim neresi?” sorusuna yanıt verir.
- Bireyin kendinde olma hissini destekler.
- “Benim fikrim var ve arkasında duruyorum.” diyebilmek bu gelişime bağlıdır.
Özetleyecek olursak
Dokunma duyusu, sınırların tecrübe edildiği, bu vasıta ile kimliğimizi bulduğumuz, kendi bireyselliğimizi ifade ettiğimiz, güvenliği deneyimlediğimiz, kendimizden emin olmamızı sağlayan, sosyal becerilere sahip olabilmemiz için önemli olan, yakınlık, uzaklık için sağlıklı mesafelerin oluşmasını sağlayan duyumuzdur.
Yaşam duyusu, kendi bedenimizde iyi hissetmekle ilgilidir. Doğru ölçüyü bulmak, bir şeyleri başarıp başaramadığımızı anlamak ve kendimizi tanımakla ilişkilidir.
Hareket duyusu, beceriklilik, empati ve sosyal etkileşim yeteneği ile ilgilidir. Bireyin başkalarıyla birlikte hareket edebilme becerisini de içerir.
Denge duyusu, kendini tanımak, yönetmek ve bulunduğu ortamda hâkimiyet kurabilmekle ilgilidir. Denge ve özgüven gelişiminin temelidir.
Çocuğun ihtiyacından yola çıkarak duyuların bakımı aracılığıyla çocuk için sağlıklı sınırlar oluşturabiliriz. Böylece yaşam için sağlam bir temel atmış oluruz.















